7 Kasım 2010 Pazar

Ah İnsan

Biz, dünyadaki en küçük varlıklardan biriyiz, insan olarak. Ama bizim, bazılarımızın demek daha doğru olur, bazılarımızın kocaman ağızları var. O kadar büyük ki bu ağızlar milyonlarca insan ordan içeri girebilir. Ama bir o kadar da küstahdırlar ki, bir toz tanesini bile almazlar içeri. Büyük beyaz gardiyanlar durur kapıda. Aralarından sızamaz bile.
Biz, dünyadaki en küçük varlıklardan biriyiz, insan olarak. Ama bizim, bazılarımızın demek daha doğru olur, bazılarımızın kocaman kalpleri var. O kadar büyük ki bu kalpler, her türlü duygu girer içeriye. Nefret, kin, öfke, ıstırap, korku,... Ama bir o kadar da nankördürler ki, aşkı, sevgiyi, umudu bile almazlar içeri. Upuzun yollar koyarlar gelenin önüne; kanayıp dışarı aksınlar diye.

24 Ekim 2010 Pazar

Ben!

Bir ben vardı eskiden
Dertli mi dertli
Dünya binmiş sanki sırtıma
Eğilmişim bükülmüşüm hatta ezilmişim
Bir ben vardı eskiden
O ben değilmişim

16 Ekim 2010 Cumartesi

Kitap, Uyku ve Ben

Bir kitabın sayfaları benim için
Gece yatarken içilen ılık süt gibi gibidir.
Berrak bembyaz bir sayfa,
Mis gibi matbaa kokusu
ve şeker gibi yazılar...
Yudum yudum içerim kitabı ben
Kokusunu içime çekerek
Tadını ala ala

Gözlerim ve zihnim bayram eder
 Ellerim kitabı bırakamaz
Coştukça coşarım
Her sayfada heyecanım doruklara ulaşır
Kalp atışlarım tepeden tepeye ulaşan ses gibi
Yankı yapar bedenimde.

Sonunda rahat, yumuşak bir uyku çekerim
Ne yatağı umursarım ne yattığım yeri
Bir dileğin daha gerçek olmasını dilerim
ve sonra bir sürahi solusu rüyaya dalmaya giderim

Güneş

Gelmeden önce kızıllığını getirdi.
Ufak tefek yıldızlar yerlere indi.
Kuşlar müjdeci oldu doğuma,
Beni yine sevindirdi Güneş.

Geçmiş

Ne yarınım vardı, ne dünüm
Bugün ise hiç yoktu.
Efil efil esen rüzgara hasret
Bedenim hapis, ruhum firariydi.

26 Ağustos 2010 Perşembe

Yağmur

Zor bir geceydi benim için.. Geçmişten esen duygular kabardı bir bulut gibi sonra da yağmur olup aktı gözlerimden.. Şimşekler çaktı beynimde ardından gökgürültülü sağanak yağışlı bir kaç saat... Yaz yağmuru gibiydi. Aktı yanaklarımdan, çeneme, ordan bir yerlere damladı, göremedim. İçimi bi serinlik kapladı, hıçkırıklar arasındaki derin nefesler ciğerlerimi açtı. Sağanak çiseye dönüştü, gökkuşağı rengini aldı yüzüm. Dudaklarım kırmızı, yanaklarım pembe, gözlerim gri oldu. Bulutlar çekilince güneşin önünden gözlerim de güneş gibi parladı. Islanan yanaklarımda çiçekler açtı. İyice aydınlandığındaysa kalbim, tatlı bir meltemle uykuya daldım.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

RESİM'ler

Bir şeyler oluyor, resimler dönüyor çevremde.
Yapamadıklarım, yapmak istediklerim, yapamayacaklarım...
En büyük çerçevelerse yaptıklarıma ait.
Teker teker dikiliyorlar karşıma.
Kimisinden utanıyorum, kimisinden nefret ediyorum, kimisini sevip okşuyorum.
Aklımdan resimlerin içine girip değiştirmek geliyor bazı şeyleri.
Bir adımda, belki de bir göz kırpmada resmin içine giriveriyorum.
Yeniden yaşıyorum her şeyi değiştiremeden, mutsuzlukla veya herhangi  bir duyguyla.
Canım sıkılıyor ve yeni bir resmin içine giriyorum.
Ne yaptığımı bilmeden geziniyorum.
Gittikçe yoruluyorum ve uykuya dalıyorum.
Rüya görüyorum.
Benim olmayan çerçevelerden içeri girip benimmiş gibi yaşıyorum.
Bazen telepatiyle eşyaları havalandırıp hatırlayamadığım başka yerlere koyuyorum.
Bazen uçup konuyorum bir yerlere, tünüyor ve dünyayı izliyorum.
Bazen kötü adamlardan kaçıyor bazen de onları kovalıyorum.
Köprülerden geçiyorum.
Hayal dünyasının karakterlerini seviyorum. 
Onlara aşık olabiliyor veya onlara kardeş olabiliyorum.
Özlemlerimi benim olmayan çerçevelerde gideriyorum. 
Birilerine sığınma isteğiyle dolup taşıyorum.
Sarılıyor ve bırakmıyorum,
ta ki çerçeveler kırılıp dışarı itilene kadar...
Ama yine de gözlerimi açmıyorum, açmak istemiyorum.
Çünkü resimlerin parçalanmayan kısımlarından tekrar içeri girebiliyorum. 
Gerçeğe yeni bir çerçeve daha ekliyorum.
Her rüyada yeni bir çerçeve;
her aşkta, her adımda, her solukta gerçeğe yeni bir çerçeve daha ekliyorum. 

Resimler dönüyor çevremde. 
Yapamadıklarım, yaptığımı sandıklarım...       

13 Ağustos 2010 Cuma

Bundan sonra böyle :)

Yaşadıklarımı küçük dostuma anlatıyorum ya hep.. DÜNYAMA DÜŞEN YAZILARI da kendime anlatacağım artık. Yeniden okumak istediğimde rahatça okuyabilmek için.. Var olduğunu düşündüğüm yeteneğin ne kadar ilerlediğini görebilmek için.. Biraz da çocuklarım olan yazılarıma gerekli ilgiyi gösterebilmek için.. İstesem bir dizi neden daha sayabilirim ama yeter bu kadar; onlar da bana kalsın :)